Yazar: Ursula K. Le Guin
Çeviri: Çiğdem Erkal Yeşilbademli
Kapak İllüstrasyonu: Emine Bora
Sesler
Üniversitesi, kütüphanesi, kuleleri, kemerli avluları, kanalları, köprüleri ve mermerden binlerce sokak tanrısı tapınağı nedeniyle şehre Arif ve Güzel Ansul dendiğini biliyordum. Ama çocukluğumun Ansul'u harabeler, açlık ve korkuyla dolu yıkık bir şehirdi. …
Şehrimin halkı istilacılarla sokak sokak savaşarak onları şehirden dışarı sürmüş. Ordu surların dışında kamp kurmuş. Bir yıl boyunca Ansul kuşatma altında kalmış. Ben o kuşatma yılında doğmuşum. Sonra doğu çöllerinden başka, daha büyük bir ordu çıkagelerek şehre saldırmış ve fethetmiş.
Şiddet, hoşgörüsüzlük ve yazılı söze tam bir düşmanlık karşısında sürdürülmeye çalışılan günlük hayat, hiç bitmeyecekmiş gibi duran bir işgal… Ama onları yok etmenin tek yolu bilgilerini yok etmektir ve bilgiyi koruyanlar vardır.
Ursula K. Le Guin'in sadık okuyucuları daha önce yayımladığımız Marifetler'de tanıştıkları karakterleri de fark edecekler Sesler'de.
-
Tam olarak hatırlayabildiğim ilk şey, gizli odaya giden yolu yazmaktı.
O kadar küçüğüm ki, işaretleri koridor duvarının doğru yerine yapabilmek için kolumu iyice kaldırmam gerekiyor. Duvar kalın, gri bir sıvayla kaplı, bazı yerlerde sıva çatlayıp dökülmüş olduğundan arkasındaki taşlar görünüyor. Koridor karanlık sayılır. Toprak ve zaman kokuyor; ayrıca sessiz. Ama korkmuyorum; orada hiç korkmam. Elimi kaldırıyorum, yazı parmağımı bildiğim şekilde, sıvaya dokunmadan doğru yerde hareket ettiriyorum. Duvarda kapı açılıyor ve ben içeri giriyorum.
İçerideki berrak ve dingin ışık, yüksek tavandaki bir sürü kalın camlı minik pencereden süzülüyor. Duvarlarında rafları, raflarında kitapları olan çok uzun bir oda. Burası benim odam, burayı hep biliyordum. İsta, Sosta ve Gudit bilmiyorlar. Odanın varlığını bile bilmiyorlar. Evin iyice arka tarafında kalan bu koridorlara hiç gelmezler. Buraya gelmek için Seferbeyi'nin kapısından geçiyorum ama has...