Yazar: J. R. R. Tolkien
Çeviri: Çiğdem Erkal YeşilbademliYayıma Hazırlayan: Bülent SomayYayın Yönetmeni: Müge Gürsoy SökmenŞiir Çevirileri: Bülent SomayKapak Tasarımı: Semih SökmenKapak İllüstrasyonu: John Howe
Kralın Dönüşü Yüzüklerin Efendisi III
Keşke bitmese, ama bitiyor. Bu ciltte Karanlıklar Efendisi ile Yüzük Kardeşliği, iki cephede karşı karşıya geliyorlar. Frodo ve Sam ellerinde hepsine hükmedecek Tek Yüzük ile Mordor'un içine, karanlığın kalbine doğru bir yolculuk yaparken, diğerleri de karanlığa karşı son cephe olan Gondor'da umutsuz bir savunmaya girişiyorlar...
-----
Sevin Okyay, “Orta Dünya'nın ortak lisanı”, Virgül, Sayı 3, Aralık 1997
Tolkien Hobbit'i gerçekten de çocukları için yazmıştır belki, zaten onları masallarla oyalamak gibi bir huyu vardı. Ama Hobbit'in masalsı, nispeten hafif üslubuyla başlamasına rağmen Yüzüklerin Efendisi gitgide daha esrarengiz, karanlık, karmaşık hale gelen havasıyla fantezinin ayrı bir grubunda yer alır. Fevkalade zengin tarihi, coğrafyası, ve hepsinden önemlisi göz kamaştırıcı lisan çalışmasıyla düpedüz eşi menendi olmayan bir kitaptır.
Aslında, kişiliğinin parçalarını toplayıp bir araya getirircesine yazdığı Yüzüklerin Efendisi'ni onun bütünlenmesi, doruğa varması, kendini resmetmesi olarak görsek de, John Ronald Reuel Orta Ülke'de yaşamadı. 3 Ocak 1892'de, Güney Afrika'da, Bloemfontein'de doğdu. Annesi de, babası da Birminghamlıydı ama yeni bir hayat arayarak yurtlarını bırakıp Güney Afrika'ya gitmişlerdi. Babası banka müdürüydü. Üç yıl sonra anne Mabel, iki oğlu Ronald ve Hilary'yle İngiltere'deyken, kocasının öldüğü haberini aldı. Zaten Bloemfontein'ı sevmezdi, oğullarıyla birlikte küçük Sarehole köyüne yerleşti. Tolkien, gelişim ve oluşum dönemini burada geçirdi ve Sarehole'u hobbitler diyarı Shire'a model olarak aldı. Köyde en fazla ilgisini çeken şey, Cole Bank Road, şu anda da ayakta olan değirmendi. Ronald ve Hilary, saatler geçirdikleri değirmende sadece, onları kovalayıp durduğu için "Beyaz Ogr" adını taktıkları değirmencinin oğlundan şikayetçiydiler.
Ronald Birmingham'daki King Edward's Okulu'na yazılınca aile taşınmak zorunda kaldı. Böylece J. R. R.'nin kır sefası da bitmiş oldu ama anıları, ileride yazdıklarına paha biçilmez renkler kattı. Daha sonra uygarlığın kırdaki eski evine el uzatmasından yakınacaktı. Ancak, uygarlığın es geçtiği bir yer de vardı: Moseley Bataklığı. Mucizevi şekilde korunmuş bu esrarengiz yabanıl hayat sığınağı, Tolkien'in Yaşlı Orman'ına, doğanın ruhu Tom Bombadil'in yaşadığı ormana da esin kaynağı oldu.
Civardaki bir başka bina ise, genç Tolkien'i etkilemiş olmalı. Burası, Perrott's Folly adı verilen 29 metrelik olağanüstü bir kuleydi. 1758 yılında John Perrott tarafından yapılmıştı ve şehrin en garip mimariye sahip yapısı olarak "Perrott'nun divaneliği" adını kendince hak ediyordu. Hemen yakınlarda geç Victoria devrinden kalma bir başka kule vardı. Bu ikisi, Yüzüklerin Efendisi'nin ikinci cildine adını veren Minas Morgul ve Minas Tirith'e esin kaynağı oldu. J. R. R, Birmingham'daki yıllarında Gamgee adıyla da karşılaştı. Tolkien, yerel sıhhî pamuk markasını Yüzüklerin Efendisi'nin esas kahramanı Frodo'nun sadık refakatçisi ve yüzük taşıyıcılarının sonuncusu olan Sam (Samwise) Gamgee'ye uygun buldu.
(...)